ŞER CEPHESİ: CHP VE PENSİLVANYA İTTİFAKI
— 23 Mart 2013
15
Hafta içi yeni ve önemli gelişmelere gebeymiş… Erdoğan, 30 Mart’a varmadan iktidardan düşecekmiş hatta kendisi istifa edecekmiş… Erken seçimlere gidilecekmiş… 30 Mart yerel seçimlerini görmeden iktidardan çekilecekmiş… Belki de kendine suikast düzenletecekmiş vs. vs… Bu sözleri kimler mi söylüyor? CHP ve Pensilvanya cephesi…
Vay be!… Ne kadar da eminler kendilerinden… CHP ve Pensilvanya el le vermiş, güçlü hayaller kuruyorlar… Görmek istedikleri tabloyu paranoyak bir şekilde gerçek gibi göstermeye çalışıyorlar… Yazık!… Bu iki şer cephesi şizofreni hastalarını aratmayacak hale geldiler… Kısa zamanda başları öyle döndü ki ne yaptıklarını ve ne söylediklerini bilmiyorlar… Olur öyle şeyler… Her toplumda çıkar böyle kendini bilmezler… Hadsizler… Kalpleri eğrilenler… Gözü dönmüşler…
İstediğiniz hayali kurmakta serbestsiniz… Lakin kendinize yazık etmektesiniz… Kendinizden büyük laflar söylemektesiniz… Şeytanlarınıza çok güvenmektesiniz… Size her fısıldananın peşinde gitmektesiniz… Gerçekten çok hayalperastsiniz… Acınacak haldesiniz… “Komiklikler oyununda” rekor kırmak üzeresiniz… Tiyatronuzu izleyenleri gülmekten kırıp geçirmektesiniz… Yahu siz ne komik şeylersiniz… Ama hiç sevimli değilsiniz… Aksine “karanlıkların krallığını” oynayan bir lanetsiniz…
Sizi utanmaz, arlanmazlar… Ahlaksız komplocular… Kişiliksiz oyuncular… Şantajcılar, düblajcılar, montajcılar… Kiralık ve karanlık odaklar… Yolu fitne, işi hile olanlar… Artık kim yutar? Oyununuza kim kanar? Sinenize ok gibi saplanacak oylarımızı kim tutar? Hesabınız, aklınızın yettiği yere kadar… Hesabınızı bozacak bir “kadiri mutlaka” inanır bu insanlar… Hakka inanan halkın hak arayışı karşısında duramayacak haksızlıklara çanak tutanlar… Yolunuz cehenneme kadar…
Aylardır çirkefliklerinizle yatıp kalkıyoruz… Her gün bir başka yalanınızla uyanıyoruz… kirli yüzlerinize çektiğiniz ihanet perdesini her gün biraz daha aralıyoruz… Gördüğümüz çehreden iğreniyoruz… Artık sizlerden daha önce dinlediğimiz “hoşgörü” masalının yerine “hor görü” vaazlarını dinliyoruz… Size baktığımızda Kur’an’da, “Hakikatten kaçanların, aslandan kaçan yaban eşeklerine benzetilmesi” misalini hatırlıyoruz… “Kitap yüklü eşekler” misalini de unutmuyoruz…
Sizi ekranlardan izlediğimizde, sesinizi duyduğumuzda o kadar rahatsız oluyoruz ki; “En sevimsiz ses eşeklerin sesidir” ayetini hatırlamadan edemiyoruz… Eşek ne zaman anırır biliyor musunuz? Acıktığında ve yem bulduğunda… Şimdi merak ediyorum bu çirkin sesinizi neden hep duyuyoruz? Acıktığınız için mi yoksa önünüze yem konulduğu için mi? Biliyor musunuz eşeğin anırmasında bile “asalet” vardır… Sizin sesinizde “asalet” değil, “adilik” ve “adavet” vardır…
Siz kimsiniz ki bu halkın yüzde ellisinin seçtiği Başbakanı düşüreceksiniz? Siz kimsiniz ki yüzde ellinin iradesini hiçe sayacaksınız? Siz kimsiniz ki bu ülkede halka rağmen istediğiniz gibi hükümet yıkıp kuracaksınız? Gerçekten siz kimsiniz? Hangi meczupların medresesinde yetiştiniz? Söyler misiniz siz, kimin emrinde neyin hizmetindesiniz? Siz nasıl bir imana sahipsiniz? Yoksa imanınız size ihaneti, hileyi, adaveti, kini, ifki, tecessüsü mü emrediyor?
İmanınız size ne kötü şeyleri emrediyormuş meğer… Ne olur, sizi felaketlere sürükleyen o “emanı olmayan imanı” durdurun… Nifakın kalbinde yeşeren o “imansız imanı” durdurun… Durdurun ve kendinizde durun, durulun… Size yapılan çağrıları ve milletin gösterdiği tepkiyi duyun…
Dur ey nifak örgütü! Artık dur! Biraz asil ol da silahını, seni milletine karşı kullanan düşmana döndür… Artık yaktığın fitne ateşini söndür… İçindeki kini, öfkeyi, adaveti, adiliği, nifakı öldür… İmanı özüne döndür… İman edenlerin yüzünü güldür… Küfrün hilesini yerlerde süründür…
23.03.2013
Yorum Yazın