SAKAL BAĞLAYICI SÜNNET DEĞİLDİR
— 25 Temmuz 2013
240
Bana göre ne bıyık ne sakal sünnet değildir… Yani resulullahın sakalı ve bıyığı dini bir gereklilik değil örfi bir gereklilikti… Resulullahı taklit etmek isteyip sakal bırakanlar kendi tercihlerini kullanmış olurlar… Herkesin, önemsediği birini taklit hakkı vardır… Yeter ki önemsediği kişi adam olsun, doğru olsun… Araştırmalarım sonucunda ulaştığım sonuç, sakalın örfi olduğudur… Resulullahın fıtrata ters olmadığı sürece kavminin adetlerine uyduğunu biliyoruz…
Sakalla ilgili hadislerde hep muhalefet esas alınmıştır… Yani nebi hep; “müşriklere, Yahudilere, Hiristiyanlara muhalefet edin bıyıkları kısaltın sakala dokunmayın” diyordu… Böylelikle bahsettiği üç sınıfa benzememeyi istiyordu… Yani kılık kıyafet muhalefeti isteniyordu… Köklü bir muhalefet yapamazdı çünkü köklü muhalefet ettiğinde başkalarına benzeyecekti… O dönemin Mecusileri, bıyıkları uzatır, sakalı keserlerdi…
Peygamber bulunduğu coğrafyanın durumunu da göz önünde bulundurarak rijit olmayan ayrışmaya gitmiş ve bir kimlik oluşturmaya çalışmıştır… Nebi, kimlik oluşturmanın sadece bilinç ile olamayacağını, fikren ayrıştığı kişilerle şeklen de ayrışması gerektiğini gösteriyordu… Ben; sakalsız, bıyıksız olanlara da, sadece bıyıklı olanlara da ve bıyıklı, sakallı olanlara da bir şey demiyorum ama şunu söylüyorum şekliniz kimliğinize uysun, girdiğin şekil kimliğini belirler… Çünkü dinden anladığım şudur: Şekiller amelleri belirler…
Günümüz moda ilahına teslim ve moda ilahı ekonomiye hâkim… Modacılar, koyun sürüsüne benzeyen kimliği olmayan insanların omuzlarında ilerliyor… Günümüzde çağdaş modaya takılmak modaya tapmaktır… Peygamber kimliğinin modasını oluşturuyordu… Saçıyla sakalıyla kılık kıyafetiyle kimliğini belli ediyordu…
Siyahı severim “isyan rengidir” derim ama siyahın Abbasiler döneminde simgeleştiğini de biliyorum… Tarikatlar beyaza peygamberin sevdiği renk derler hâlbuki peygamber sıcakların çok olduğu Arabistan’da zorunluluktan beyazı tercih ediyordu…
Peygamber bulunduğu ortama göre saç şeklini değiştiriyordu… Müşrikler elbiselerini uzatırken o kısaltıyordu… Cübbe ve sarıkta peygamber giysisi değil Arap giysisiydi… Yani örfi şeylerdi… Dolayısı ile peygamber şekli yoktur, peygamber kimliği vardır… Şekiller gelip geçer, değişebilir ama kimlikler bakidir… Ebu Cehil’inde sarığı vardı, cübbesi vardı, Firavun’un da sakalı vardı… Önemli olan bir misyonu temsil eden vizyondur… Misyon vizyonun ruhudur
Yorum Yazın