“Bayramlar Allahın sizlere hediyesidir, Allahın hediyesini kabul edin” diyen peygamberimiz orucun farz kılınmasından sonra Medine’de kaldığı süre boyunca hep bayram etmiş ve bayram namazını kıldırmıştır… Medine’nin en acı gününde dahi bayramlar aksamamıştır… Dolayısı ile bayramlaşmak uyulması gereken kesin sünnetlerden biridir…
İslam dünyası kan ağlıyor… Her gün şehitler veriliyor… Çocuklar yetim, kadınlar dul kalıyor… Anaların yüreği dağlanıyor… Böyle bayram mı olur diyorlar? Akıl ve bilgiye değil duyguya dayalı konuşuyorlar… Evet, kardeşim… Yarın bayram… Her gün şehit veren Gazze’nin, Suriye’nin, Irak’ın, Mısır’ın ve tüm İslam coğrafyasının bayramıdır…
Yarın bağrı yanık, kalbi kırık, acısı taze, yasını tutamamış, gözünden yaş damlayan her müminin bayramıdır… Çünkü bayramlar, hüzünlerin üstünde bir değere sahiptir… Bayramlar, zalimlere inat kutlanmalıdır…
Müslümanlar sevinç dolu günler yaşamasın diye değil mi tüm bu zulümler, ölümler, cürümler? Yarın bayram var… Ve bu bayramda zalimlere mesaj var: ”Hiç bir zulüm ve acı, bozmaz bayramımızı… Bayramlar, Allahın bize ikramı… Bozmaz, bozamaz bayramı zalimlerin ikrahı(zorlaması)…”
Bayram kulluk sevincidir, rabbe kulluğu başarmış olmanın zaferidir… Bir ay boyunca tutulan orucun, rab tarafından kabul edildiğinin göstergesidir… Sevinin, bir aylık orucun sonu bayramsa, kulluk dolu bir hayatın finali de cennettir… Asıl bayram bizleri cennette beklemektedir… Nasıl ki ramazanda oruç tutmamak günahtır, bayramda da oruç tutmak, sevinci paylaşmamak haramdır… Yani bayramı küçümsemek, bayramlaşmamak haramdır… Unutmayın! Bayramda kulluktan bir parçadır..
Maalesef bizde bayramlar anlamını yitirdi… Birkaç şekere, lokuma tatlıya indirgendi… “Bayramı çocuklar eder” anlayışı yerleşti… Konuşmaktan aciz insanlar, ellerinde telefon mesajlara sarılırlar, ruhsuz, duygusuz ve soğuk kelimeler karşısındaki insanın bayramını tebrik eder… Ve gelen mesajlara aynısı ile karşılık verilir… İşte bayramlaşma denilen kucaklaşma, kaynaşma böyle böyle bitirilir… Bayram tahrif edilir…
Toplumun bireyselleştirildiği, menfaatlerin öne geçirildiği, bencilliğin her tarafı kapladığı, ziyaretleşmelerin bayramlara bırakıldığı, akrabalık ilişkilerinin zayıfladığı, dostluk ilişkisinin bitme noktasına geldiği bu modern dünyada “islam insanı” olmak elde kor ateş tutmak gibidir… Modern hayatın bize dayattığı “bireysel Müslümanlık” bu bayramlarda yıkılmalı ve bir daha ayağa kalkmamalıdır…
Gelenekselleşen ve hedefinden uzaklaştırılan bayramın sadece şekere ve kıyafetlere indirgenmesi, sadece akrabalar arası kutlanması, hayatımıza farklılık katmaması dünyevileşme saplantısının sonucudur… Bayramlar adet yerini bulsun diye değil, bayramlar bayram olsun diye yapılmalıdır… Mesajlaşmalar ile değil karşılıklı ziyaretleşmelerle kutlanmalıdır…
Unutmayın! Bayramlar durduk yerde kutlu olmaz, mubarek olmaz… Biz hayırları kuşanıp, toplumla paylaşmazsak bayramlar hayra vesile olmaz… Hayır ve iyilikler kuşanan bir Müslüman, kırgınlıklara son verir, kini, nefreti bitirir, hasede öfkeye son verir… Yani Bayramlar Müslümanın kötülükler karşısında bir nevi resetlenmesidir…
Bayramımız hayır ve bereket taşısın, bizi ümmetle kaynaştırsın, modern dünyanın dayatmalarına karşı direnen müminler kılsın… Bayramımız mübarek olsun…
27. 07. 2014
Yorum Yazın