BİR MAĞDURİYET İLGİLİLERİN DİKKATİNE!
— 13 Ocak 2015 0 22Bunu bulunduğum memlekette yaşanan bir zulmü devam ettirmemek adına yazıyorum…
Şu ana kadar başvurduğumuz makamlar bize gereken yardımı yapmadılar hatta sağlıklı bilgilendirmede dahi bulunmadılar.
Muş Merkeze 35 Km. uzaklıkta bulunan tek sınıflı ve 3 öğretmeni bulunan Dumlusu köyü ilkokulunda öğretmenlik yapan, Kayserili, başörtülü, sınıf öğretmeni Binnaz TAŞKIN isimli bir kardeşimiz müstafi sayıldı ve görevine son verildi… Gerekçe olarak okula on gün boyunca gelmemesi gösterildi…
Bir kardeşimizin eşi olan öğretmen hanım, okula gittiğini ancak okulda tadilat olduğundan dolayı okul müdürü tarafından geri gönderildiğini söylemektedir. Okul müdürünün neden ve hangi vicdanla kendisine tuzak kurduğunu bilmemekte ve olan biteni şaşkınlıkla izlediğini belirtmektedir. Bu okul müdürü tarafından kendisine tuzak kurulduğunu ve olmadık cezalar aldığını belirten öğretmen kardeşimiz bu kadarını beklemediğini ve hayal kırıklığına uğradığını söylemektedir…
Ben olayı etraflıca anlamak ve yardımcı olmak için bacımızın elindeki resmi belgeleri inceledim ve gerçekten mağdur olduğuna kanaat getirdim… Mağdur edilen bu kardeşimiz beş yıldır söz konusu okulun kadrosundadır… Okulda fazla öğretmen olduğu gerekçesi ile il merkezinde ve merkeze bağlı köylerde 5 yıl boyunca görevlendirme ile görev yapmış ve hiçbir ceza almamıştır… Görevlendirmesi bittiği için kadrolu olduğu okula geri dönen öğretmen kardeşimiz okul müdürünün anlaşılmaz tavırları sonucu bir ay içinde bütün cezaları almak durumunda kalmıştır.
Evli ve iki çocuk annesi olan bacımızın kadrolu olduğu okulda kendisi dışında 3 öğretmen bulunmasına rağmen tek sınıf bulunuyordu. Daha sonra lojmanın sınıfa çevrilmesine karar verilmiş ve okul başladığı günlerde tadilata alınmış, eğitim öğretim yapılmamıştır… Tadilatın eğitim öğretime başlanmadan yapılması ve eğitime hazır hale getirilmesi gerekirken ihmalkâr idarenin başıboş ve vurdumduymaz tavrı sayesinde eğitim öğretime ara verilmek sureti ile okul tadilatına başlanmıştır.
Okulda tek bayan öğretmen bu kardeşimiz olduğu için tadilat sırasında kendisinin boşta kaldığını ve mümkünse çocuklarının yanına gitmek istediğini müdüre aktarmış müdürde hiçbir resmi belge vermeden şifahi olarak izin vermiş ve tadilat bitimine kadar okula gelmemesini söylemiştir… Okul idaresine uyarak köyden ayrılan kardeşimiz hakkında okul müdürü her gün tutanak tutmuş ve milli eğitime iletmiştir. On günlük süre içinde okula gelmeyen kardeşimiz bu zaman zarfında hastalanıp hastaneye gidiyor ve sevk alıyor, ancak sevki idare tarafından işleme konmuyor… Böylelikle on günlük işe gelmeme işlemi hukuka aykırı olarak gerçekleşmiş oluyor… Yani kesintisiz sayılan on günlük sure aslında alınan sevkle kesintili oluyor ve görevden uzaklaştırılmasını önlüyor ama sevk dikkate alınmıyor… Sevkin tarihi, barkodu hoca hanımın elinde mevcuttur.
Daha önce de okul başladığı günlerde hasta olduğu gerekçesi ile 2 haftalık rapor (15. 09. 2014 – 22. 09. 2014) alıp idareye bildiriyor ve aslını iletiyor ama idare raporları zamanında işlemiyor ve Milli Eğitime teslim etmiyor bu yüzden de raporları geç verdi gerekçesi ile öğretmen kardeşimize “KINAMA” cezası veriliyor… Raporların bitiminin ilk günü 1, 2 Ekim de okula gitmedi gerekçesi ile(öğretmenin beyanına göre okul tadilatta olduğu ve bayram öncesi olduğu için müdür tarafından gönderilmiştir.) yine öğretmen hakkında hızla soruşturma açılıyor ve kendisine “MAAŞTAN KESME” cezası veriliyor.
“Kınama” ve “maaştan kesme” cezalarına sebeb olan soruşturma aynı tarihte yapılmış ve iki farklı ceza verilmiştir… 2012 yılında Eğitim Öğretime başlamadan önceki SEMİNER döneminde 2 veya 3 gün okula gitmedi gerekçesi ile yine aynı müdür tarafından(Görevlendirme çalıştığı için kadrosunun bulunduğu okulda seminere katılıyor) soruşturma açılıyor ancak soruşturma iki yıla yakın sonuçlanmıyor ve ne hikmetse 2014 yılının mayıs ayında (30. 05. 2014 )sonuçlanıyor ve öğretmene “KIDEM DURDURMA” cezası veriliyor…
Bu ceza ise 15 gün içinde iletilmesi gerekirken kararın alındığı tarihten yaklaşık 6 ay sonra (24. 11. 2014 ) tarihinde hoca hanıma tebliğ edilmesi gerektiği halde öğretmen hanıma değil de eşine tebliğ ediliyor… 2 yıla yakın süren ve neticelenmemiş bu ceza neden kınama ve maaştan kesme cezaları gibi jet hızıyla sonuçlanmadı merak konusu… Eğer sonuçlanmış olsaydı kardeşimiz Sicil Affından yararlanmış olacaktı…
İki yıla yakın süren bir cezanın Ekim ayında ve diğer cezalara yakın bir zamanda sonuçlanması akla komplo ihtimalinden başkasını getirmiyor… Kaldı ki okul müdürünün kendisinin de birçok disiplin cezası bulunmaktadır… Okul müdürünün görevini ihmal ettiğini öğretmen kardeşimizin 2 günlük raporlu olduğu günlerde kendisine ek ders yazmasından anlamaktayız… Okula gelmediği ve raporlu olduğu günlerde hoca hanıma ek ders yazmış ve bu hatayı düzeltme yoluna gitmemiştir… Belgeleri de evde mevcuttur…
Öğretmen hanım (3.4.5.6.7.8.9.10.11.12.13.14.15.16.17 Ekim) Tarihleri arasında göreve gelmedi gösterilmiş… Hâlbuki 3 Ekim Öğleden sonra Bayram tatiline girilmiş ve 7 Ekim dâhil bayram tatilinden dolayı okullar tatildi… 8.Ekim’de de Öğretmen Hanım sevklidir… Geriye kalan 9 gündür… 8 Ekim tarihli sevki işleme konmadığı için öğretmen kardeşimiz müstafi sayılmıştır… Bu tarihlerde de okulda eğitim öğretim yoktur, tadilat yapılmaktadır.
Öğretmen hanım 17 Kasımda görevden müstafi sayılmış ancak aynı tarihte Yeşilce ilkokuluna tayini çıkarılmış ve 05. 01. 2015 tarihinde kendisine tebliğ edilen müstafi sayılma kararına kadar görevinin başında devam etmiştir… Hukuka göre 10 gün görevinin başına kesintisiz olarak gelmeyen bir öğretmen müstafi sayılır ve 11. gün karar kendisine tebliğ edilir, göreve başlatılmaz… Ancak burada öyle bir yola başvurulmamış soruşturma açıldıktan sonra bu karara varılmıştır… Müstafi sayıldığı dönemden sonra işe başlatmak zaman aşımını beraberinde getirmeli değil mi?
Bunca cezaya rağmen öğretmen hanım nasıl uyanmadı, neden durumu çakmadı diye akla soru gelebilir… Öğretmen hanım hakkında bu işlemler ardı ardına gerçekleşmiş ve öğretmen hanım sadece savunması istendiğinde bu işlemlerin başlatıldığından haberdar olmuştur, Müdür öğretmen hanıma soruşturma açıldı veya açılacağı konusunda hiçbir bilgilendirmede bulunmamıştır… Zaten öğretmen kardeşimiz ilk savunmasından itibaren artık okul müdürünün sözüne güvenmemiş ve görevinin başında bulunmuştur… Maalesef öğretmen hanımı mağdur eden tüm olaylar okulun tadilatta olduğu ve okul müdürünün kendisine şifahi izin verdiği dönemde gerçekleşmiştir… Yani her şey oldubittiye getirilmiştir…
Neden ve neye dayanarak okul müdürünün böyle yaptığı tartışılabilir ama beş yıllık görev hayatında sadece bu okul müdüründe soruşturma geçirmesi ve bir ay içinde tüm cezaları alması mağdur öğretmen kardeşimizi haklı göstermektedir… Okul Müdürünün ses kaydı da zaten olan biteni anlatmaya yetmektedir…
Mağdur öğretmen kardeşimiz hakkında Milli Eğitim Bakanlığı yanlış yönlendirilmiş ve haksızca verilen cezalar da göz önünde bulundurularak kardeşimiz haksız yere müstafi sayılmıştır… Allah rızası için bilgisi olanlar ve yetkisi olanlar bu mağduriyete el atsınlar, kardeşimize yardım etsinler, yol göstersinler…
Unutmayın! Zulme susmak zulümdür… Kul kardeşinin yardımında olduğu sürece Allah’ta kulunun yardımcısı olacaktır…
13. 01. 2015
Yorum Yazın